Sporcunun zeki, çevik, ahlaklı olması kadar,

‘Dergi sever’ olmasını da istemek çok mu?

Sevmeli ki sahiplenmeyi bilmeli.

Sahiplenmeli ki yaşatabilmeli.

Yaşatmayı bilmeli ki kendisi de yaşayabilmeli.

Kıssadan hisse, sporcu, dergisine sahip çıkmalı.

Her sayfasında, her satırında sporundan ve sporcudan bahseden,

O’nunla vücut bulan, renklenen, renk veren, nefes alan dergi için,

Sporcunun sahiplenmesini istemek kadar doğal başka ne olabilir?

Bahis konusu olan, sayfaları oluşturan sporcu sahiplenmezse eğer,

Hem kendisi hem dergi, kitleler arasında nasıl yayılabilir?

Sporcuyu sporseverle uluşturacak olan medya değil mi?

Sporun dergisi için sporcunun aynası denilmez mi?

1983’den beri, otomobil sporlarının sporcularına yer veriyor.

Onların haberleri, röportajları, fotoğrafları ile renkleniyor.

Böyle bir kaynak varken el altında, bunu kana kana içmek gerekir.

Sporun tarihi kokan dergi arşivinde olmayan bir sporcu var mı?

Tarihini bilmek isteyenin başucu kaynağıdır dergi.

Tarihini bilmeyen biçaredir, çaresizdir.

Bugünün tarihini yazan, günümüz sporcuları,

Gelecek kuşaklara kendini aktarması gereken kişi olmalı.

Yaptığı sporun ‘hakkını’ vermek için de en kısa yoldur.

Varsa, sponsoruna kendini ifade yoludur.

Sponsor olmazsa, sporcu eksik kalır.

Dergi olmazsa, sporcu hepten eksik olur.

Dergi ve sporcu, et ile tırnak gibidir.

Biri olmazsa diğeri de nafiledir.

Kıssadan hisse, derginin açık çağrısıdır;

‘Takip edilmek istiyorsan, önce takip etmeyi bilmelisin.’

Dergiyi takip edeceksin, ki dergi de seni izleyecek.

Bugüne kadar ters yönde olanlara nacizane tavsiye;

Bir de tersini deneyin, eksiğinizi giderin, dergiyi sevin.

Onu sahiplenin ki kendinizi görün, farkı hissedin.

Bir an önce kaybınızı kazanca döndürün.

Nereden dönerseniz, sizin kârınızdır.

Dergi sevmenin yolu; www.rallidunyasi.com.tr