#Otomobil

RALLİ AJANSI - Otomobil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Otomobil haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

OtoKonfor 100 bin üyeye ulaştı! Haber

OtoKonfor 100 bin üyeye ulaştı!

18 aylık AR-GE çalışması sonucunda tamamen yerli sermayeyle geliştirilen uygulama, kısa sürede 100 bini aşkın bireysel kullanıcıya ulaştı. Öte yandan kurumsal tarafta da büyümesini sürdüren mobil platform, ikinci yatırım turuna hazırlanıyor. Yenilikçi hizmet modeliyle otomotiv sektöründe fark yaratan OtoKonfor, bugüne kadar 707 kitle fonlama yatırımcısının desteğini aldı. Şirket, elde ettiği bu güven ve sermaye desteğiyle kullanıcı deneyimini güçlendirmeye, altyapısını genişletmeye ve hizmet ağını büyütmeye odaklanarak 2026 yılı başlarında ikinci yatırım turuna çıkmaya hazırlanıyor. OtoKonfor, sürücülerin araçlarına dair ihtiyaç duyabileceği 15’ten fazla hizmeti tek uygulamada buluşturuyor. Google Play Store ve iOS App Store’dan ücretsiz indirilebilen uygulama; periyodik bakım, lastik değişimi, vale çağırma, çekici yardımı, yerinde yıkama, cam değişimi, araç alım-satım danışmanlığı, hasar onarım, kiralık araç, mini onarım, mekanik garanti sigortası, otopark ve yakıt ödeme gibi onlarca hizmete erişim imkânı sunuyor. Uygulamada tüm hizmet süreçleri dijital olarak takip edilebiliyor ve kullanıcılara güvence ile onay sistemi sağlanıyor. OtoKonfor Genel Müdürü Özgün Yalın, uygulamanın ulaştığı başarıyı şu sözlerle değerlendirdi: “OtoKonfor, yalnızca bir servis platformu değil, araç sahipliğini kolaylaştıran bir ekosistem. Kullanıcılarımız artık arıza, bakım ya da sigorta gibi süreçlerle vakit kaybetmeden tek tuşla doğru hizmete ulaşabiliyor. Bugün bireysel tarafta 100 bini aşan kullanıcıya, kurumsal alanda ise küresel markalara hizmet veriyoruz. Bu bizim için büyük bir gurur. Yeni yatırım turu ile kullanıcı deneyimini daha da kişiselleştiren, yapay zekâ destekli bir altyapı sunmayı hedefliyoruz.” Yalın, özellikle yoğun metropol hayatında araç sahiplerinin zamandan tasarruf etmesini sağlayan çözümlere odaklandıklarını vurguladı.

Pirinç Kabuğu küllerinden lastik Haber

Pirinç Kabuğu küllerinden lastik

Continental 2024 yılında üretimdeki payı ortalama %26 olan çevreci hammaddeleri 2025 sonuna kadar %2 ila %3 oranında artırmayı öngörüyor. Yüksek güvenlik, performans ve kalite standartlarından ödün vermeden 2030 yılına kadar bu oranı %40’ın üzerine taşımak şirketin kısa dönemli hedefleri arasında yer alıyor. Continental Lastikleri Sürdürülebilirlik Direktörü Jorge Almeida, “Continental’de inovasyon ve sürdürülebilirlik birlikte ilerliyor. Güvenlik, kalite ya da performanstan taviz vermeden, lastiklerimizde pirinç kabuğu küllerinden elde edilen silika kullanmamız, tamamen yeni bir yol açtığımızın göstergesi” dedi. Lastik bileşiminde kritik öneme sahip hammaddeler olan karbon siyahı ve silika, bu sürdürülebilir dönüşümde kilit bir rol üstleniyor. Her iki dolgu maddesi de kauçuğun dayanıklılığını artırarak lastiklerin uzun ömürlü olmasını sağlarken, aynı zamanda frenleme ve yol tutuş gibi temel performans özelliklerine doğrudan etki ediyor. Silika, optimum kavrama ve düşük yuvarlanma direnci sağlamak amacıyla temel dolgu maddelerinden biri olarak kullanılıyor. Continental, bu malzemeyi geleneksel olarak kullanılan kuvars kumu yerine artık pirinç kabuğu küllerinden temin ediyor. Pirinç kabukları; risotto pirinci gibi ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan tarımsal bir yan ürün olup başta Asya ve İtalya’da yaygın olarak bulunuyor. Bu biyokütle, ileri işlem teknikleriyle enerji açısından daha verimli yöntemlerle silikaya dönüştürülüyor. İtalya’da Solvay gibi üreticiler tarafından geliştirilen bu silika türü, döngüsel ekonomiyi destekleyerek değer zincirinin her aşamasında daha sürdürülebilir bir katkı sağlıyor. Continental, bu yenilikçi malzemenin öncülerinden biri olarak, lastik sırt bileşimlerinde silika kullanımı sayesinde fren mesafelerini neredeyse %50 oranında azaltmayı başardı. Aynı zamanda yuvarlanma direncinin düşürülmesiyle, enerji tüketimi ve CO₂ emisyonlarında da önemli kazanımlar elde ediliyor. Lastiklerin toplam ağırlığının yaklaşık %20’sini oluşturan karbon siyahı ise kauçuğun yapısal dayanıklılığı açısından vazgeçilmez bir dolgu maddesi. Continental, üretimde kullanılan bu malzemenin daha sürdürülebilir versiyonlarını geliştirmek için üç farklı teknolojiye odaklanıyor: Biyo-bazlı üretim: Kağıt endüstrisinin atık ürünü olan tall yağı gibi organik yağlardan elde edilen karbon siyahı, fosil kaynaklara çevreci bir alternatif sunuyor. Geri dönüştürülmüş piroliz yağı: Ömrünü tamamlamış lastiklerden elde edilen piroliz yağı, yeniden işlenerek karbon siyahı üretiminde kullanılıyor. Doğrudan geri kazanım: Verimli piroliz süreçleri sayesinde hurda lastiklerden karbon siyahı doğrudan geri kazanılıyor Continental, kullanım ömrünü tamamlamış lastiklerin geri dönüştürülmesini optimize etmek amacıyla Pyrum Innovations ile iş birliği yapıyor. Termoliz teknolojisi konusunda uzmanlaşmış Pyrum ile birlikte yürütülen süreç sayesinde, hurda lastiklerden geri kazanılan karbon siyahı, yeniden lastik üretiminde kullanılabiliyor. Continental bu yöntemi ilk olarak forklift lastiklerinde başarıyla uyguladı. Şirket, geri dönüştürülmüş karbon siyahının performans ve güvenlik kriterlerine uygun biçimde binek araç lastiklerinde de yaygınlaştırılmasını hedefliyor. Continental, çevreye duyarlı hammaddeleri kütle dengesi yaklaşımı ile mevcut üretim süreçlerine entegre etmeye devam ediyor. Böylece fosil kaynakların belirli bir kısmının yerine sürdürülebilir alternatifler kullanılıyor. Nihai ürünlerde bu geçişin pozitif çevresel etkisi açık biçimde görülebiliyor. İnsanların ve eşyalarının sürdürülebilir ve birbiriyle bağlantılı hareketliliğini sağlayan ileri teknolojiler ve hizmetler geliştirmekte.1871 yılında kurulan teknoloji şirketi, araçlar, makineler, trafik ve ulaşım için güvenli, verimli, akıllı ve uygun maliyetli çözümler sunmakta. 2024 yılında 39,7 milyar Euro satış rakamına ulaşan Continental, halen 55 ülkede ve pazarda yaklaşık 190.000 kişiyi istihdam ediyor.

Otomotivin geleceği tasarım ödülleri 23’ünde açıklanacak Haber

Otomotivin geleceği tasarım ödülleri 23’ünde açıklanacak

Bu yıl 14.sü düzenlenecek olan OGTY, otomotiv endüstrisinin ihracattaki tek koordinatör birliği Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde 23 Ekim tarihinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek. Her yıl katlanarak büyüyen ve bir tasarım yarışmasından olmasından öte inovasyon ekosisteminin temel taşlarından birine dönüşen OGTY, profesyonellerden öğrencilere geniş bir kitlenin yaratıcı fikirlerini ve potansiyelini ortaya koyması bakımından büyük önem taşıyor. Bu yıl “Yazılım Tanımlı Araçlar” temasıyla düzenlenecek yarışmada finale kalan 10 proje olan Agripoli, ApraVisor, Arya-AI, Biges Kompozit, Guartec, M-Based, Singularity, Step4, Torkman ve Vignetim, birinci olmak için yarışacak. Yarışmada dereceye girecek ilk beş proje toplam 3 milyon 600 bin TL nakdi ödül ile birlikte Patent Başvuru ödülü, Ticaret Bakanlığı'nın uygun görmesi halinde Yurt Dışı Eğitim Desteği ve İTÜ ARI Teknokent'in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek programında projelerini geliştirme hakkı da kazanacak. Bu yıl sonunda 39 milyar dolar ihracat hedefleyen, yüksek üretim kalitesi ile başta gelişmiş Batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyaya ihracat yapan otomotiv sektöründe Ar-Ge ve tasarım kültürünün yerleşmesi, teknoloji ile bütünleşmesi, ihracatta katma değerin artırılması ve komponent bazlı yenilikçi ürünler tasarlanması amacıyla düzenlenen OGTY'ye 2012 yılından bugüne 5 bin 672 proje başvurdu ve 129'u ödül aldı. Bu yıl da çok sayıda başvurunun değerlendirildiği OGTY, ödüllerin verileceği 23 Ekim tarihinde gün boyunca önemli organizasyonlara ev sahipliği yapacak. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ve OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu'nun açılış konuşmaları ile başlayacak yarışmada, Xponential Grubu Kurucusu ve CEO'su, Yapay Zeka Fütüristi Tariq Qureishy, yazılım tanımlı araçlar: yeni nesil mobilite ve mühendislik; Enquire AI Kurucu Ortağı ve CEO'su Cenk Sidar da dijitalleşmenin geleceği konulu birer konuşma gerçekleştirecek. Start-Up'ların yazılım tanımlı araçlardaki rolü ve teknolojinin otomotiv sektörüne etkileri başlıklı panellerin de düzenleneceği yarışmada, OGTY'ye en çok proje gönderen üniversiteye ödül takdimi de yapılacak. Yarışma, finale kalan 10 projenin girişimci sunumlarının ardından ödül töreni ile sona erecek.

Pırelli yeni Cinturato Winter 3 kış lastiğini tanıttı Haber

Pırelli yeni Cinturato Winter 3 kış lastiğini tanıttı

Pirelli, sedan ve crossover modelleri için tasarlanan ve kış koşullarında güvenlik ve kontrol sunan yüksek performanslı Cinturato Winter 3 kış lastiğini tanıttı. Karlı zeminde performansı test eden bağımsız kuruluşlar Dekra ve TÜV, ayrıca ıslak zeminde performansın mükemmel olduğunu da doğruladı. Karlı zeminde frenleme, çekiş ve direksiyon hakimiyeti açısından birinci olan yeni ürün TÜV Premium Kalite İşaretini de aldı. Yeni lastik ayrıca ıslak zeminde suda kızaklama direnci ve direksiyon hakimiyeti kategorilerinde listenin zirvesinde yer alırken lastik ailesinin tümü Avrupa etiketinde ıslak zeminde performans açısından A-B sınıfında değerlendirildi. Düşük dönme gürültü seviyesi ile akustik konfor garanti edilirken sırt deseni de Avrupa etiketiyle doğrulanarak önceki nesle kıyasla uzun süreli performans ve daha yüksek kilometre sağlıyor. Daha önce birbirine zıt olan özellikleri uzlaştırma hedefine ulaşan bir geliştirme sürecinin sonucu olarak yeni lastiğin çok yönlü olması sağlanıyor. Uygulanan Sanal Geliştirme teknikleri sayesinde kilometre ve suda kızaklama direnci gibi özellikler önceki ürünlere göre daha da geliştiriliyor. Sanal geliştirme, değişkenlerin daha sofistike simülasyonları sayesinde fiziksel prototip kullanımını ciddi oranda azaltmanın yanı sıra daha isabetli sonuçlar elde edilmesini ve geliştirme sürelerinin minimuma indirilmesini sağlıyor. En önemli güncelleme sırt deseninde görülüyor: Ortadaki zikzak kanal su tahliyesini iyileştiriyor. Bloklardaki optimize edilmiş kılcal kanallar ve kar tutucu dişler, kar üstünde daha iyi tutuş için karı hapsederken ıslak zeminde performansı olumsuz etkilemiyor. Lastiğin bileşimi, pek çok karşılaştırmalı testi kazanan ultra yüksek performanslı P Zero Winter 2 kış lastiğinden edinilen deneyim sayesinde geliştirildi. Kullanılan Çift Çekirdekli Polimer, farklı koşullarda tutuşu artıran çift modlu bir yapı içeriyor. Böylece soğuk havalarda yüksek mobilite ile ıslak veya kuru zeminlerde tutuştan ödün verilmeden kar tutuşu sağlanıyor. Mükemmel aşınma direnci de lastiğin kullanım süresini uzatıyor. Malzeme geliştirme sürecinde sanallaştırma teknikleri de uygulandı. Pirelli tarafından geliştirilen ve üretken yapay zekadan yararlanan Sanal Bileşik Oluşturma aracı sayesinde yeni bileşikler için en iyi malzeme kombinasyonları daha hızlı belirleniyor, böylece daha isabetli sonuçlar elde ediliyor ve süreç verimliliği maksimuma çıkarılıyor. Sanal yöntemler daha kapsamlı kullanılırken fiziksel test çalışmaları da yılın farklı zamanlarında deneyler yapılabilmesi için yeni yöntemler ve imkanlarla evrilerek daha doğru sonuçlar daha hızlı elde edildi. Bicocca’daki test laboratuvarlarının yanı sıra Pirelli Sottozero Centre da bu aşamada kilit bir rol oynadı. Ar-Ge departmanı, Lapland’daki (İsveç) mükemmellik merkezinde lastikleri yıl boyunca kardan buza farklı zeminlerde test ediyor. 2017 yılında açılan ve 125 hektardan geniş bir alana yayılan tesiste karlı, buzlu, ıslak ve kuru zeminlere sahip 19 pist bulunuyor. Cinturato Winter 3, bir süre önce test alanında açılan ve kış sıcaklıklarının, koşullarının ve zeminlerinin yazın bile kopyalanabilmesini sağlayan yeni kapalı tesiste test edilen ilk ürün oldu. Lastik bu tesiste spesifik araçlarda maksimum etkinlik açısından fiziksel ve sanal testlerin arasında piyasayı en iyi temsil eden 10’dan fazla otomobil modeliyle test edildi. Halen yenileme pazarında 35’ten fazla ürünü bulunan Cinturato Winter 3 ailesi 16 inçten 20 inçe farklı ölçüleri kapsıyor. Seri, elektrikli[1] ve şarj edilebilir hibrit otomobillerin menzilini %10’a kadar artıran ve bu aktarma organlarının özelliklerine göre tasarlanmış çözümleri benimseyen Elect gibi teknolojileri içeriyor. Ayrıca lastiğin içine uygulanan özel ses emici malzeme sayesinde kabindeki dönme gürültüsünü azaltan Pirelli Gürültü Önleme Sistemi (PNCS) de seçenek olarak sunuluyor. Pirelli’nin kış lastikleri yelpazesinde Cinturato Winter 3’ün yanı sıra en yüksek performanslı otomobillere yönelik P Zero Winter 2 ve yüksek performanslı SUV’lara yönelik Scorpion Winter 2 gibi yenilikler de yer alıyor. Bu ürün ailesi, genellikle daha üst segmentlerde kullanılan 18 inç ve üzeri ölçülü özel kış lastiklerine gösterilen talebe çeşitli seçeneklerle yanıt veriyor.

Togg T10X ve T10F 4More siparişe açıldı Haber

Togg T10X ve T10F 4More siparişe açıldı

Togg’un dijital platformu Trumore üzerinden 7 Ekim’de siparişe açılan T10F 4More 3 milyon 133 bin 640 TL, T10X 4More Obsidiyen özel serisi ise 3 milyon 233 bin 640 TL anahtar teslim fiyata sahip. 435 beygir gücündeki cihazlardan T10F 4More 0’dan 100 km/s hıza 4,1 saniyede, T10X 4More ise 4,8 saniyede çıkıyor. ‘Bir otomobilden fazlası için’ yola çıkan Togg, Euro NCAP’ten en yüksek seviye olan 5 yıldız alan T10X ve T10F cihazlarını, şimdi de güç, güvenlik, konfor ve tasarımı bir araya getiren 4More versiyonlarıyla yollara çıkarıyor. Togg’un dijital platformu Trumore üzerinden 7 Ekim’de siparişe açılan T10X 4More Obsidiyen ve T10F 4More, 435 beygir güç ve 700 Nm tork üreten çift motorlu yapısıyla üstün bir performans sunuyor. T10F 4More 0’dan 100 km/s hıza 4,1 saniyede, T10X 4More ise 4,8 saniyede çıkıyor. T10X 4More Obsidiyen 468 km’ye, T10F 4More ise 523 km’ye varan menziliyle dikkat çekiyor. Panoramik cam tavan ve Meridian ses sisteminin standart olarak sunulduğu T10X ve T10F 4More anahtar teslim fiyatları ise şöyle: T10F 4More; 3 milyon 133 bin 640 TL, T10X 4More Obsidiyen; 3 milyon 233 bin 640 TL T10X 4More, Ayder, Anadolu, Oltu ve Kula renklerinde obsidiyen taşının siyah tonundan ilham alan detaylarıyla güçlü ve sofistike bir görünüm sergiliyor. Binlerce yıllık geçmişiyle Anadolu’nun bilinen ilk değerli taşlarından obsidiyen, Togg’un doğallık, güç ve köklülük değerleriyle bütünleşiyor. Bu özel seri, adını aldığı taşın karakterini tasarıma taşıyarak, piano black detaylar, derin siyah tonlar ve yüksek kontrastlı yüzeylerle markanın en sofistike yorumunu sunuyor. T10X 4More’da obsidiyen detaylar jantlar, ön panjur, logo, tavan rayları, yan aynalar ve cam çerçeveleri, arka difüzör, anten kapağı gibi tasarımın her noktasında yer alıyor. İç tasarımda ise DINAMICA kumaş ve deri karışımı koltuklar ile karbon fiber görünümlü dekoratif parça, dış tasarımdaki obsidiyen detaylarla bütünleşerek, şıklığı ve dinamizmi iç mekâna taşıyor. T10F 4More ise Oltu, Urla, Mardin, Gemlik ve Kula renk seçenekleriyle kullanıcıların beğenisine sunuluyor. 523 km’ye varan menziliyle dikkat çeken cihaz, yüksek performansını üstün çekiş kabiliyetiyle birleştiriyor. 2025 yılı için T10F 4More ve T10X 4More Obsidiyen sınırlı sayıda üretilecek. Her iki model de Togg’un performans, güvenlik ve tasarım odağının en güçlü ifadesi olarak markanın premium segmentteki konumunu pekiştiriyor.

Volvo Cars 1 milyon Hybrid teslim etti Haber

Volvo Cars 1 milyon Hybrid teslim etti

Yolculuğun önemli dönüm noktalarından biri olarak şarj edilebilir hibrit olarak tanımlanan PHEV modeller, şirketin büyümesinde önemli temel taşlardan biri haline geldi. Yılın ilk yarısında şirketin küresel satışlarının yüzde 23'ünü PHEV modeller oluşturdu. 2019'da yaklaşık 46 bin adet olan PHEV satış hacmi, 2024'te 177 bin adedin üzerine çıktı. Artışta özellikle XC60 Plug-in Hybrid ve XC90 Plug-in Hybrid modellerine talep etkili oldu. XC60 Plug-in Hybrid modeli, 2024'te Avrupa'nın çok satan şarj edilebilir hibrit modellerinden olurken, son 3 yıldır da dünya genelinde premium PHEV segmentinde göze çarpıyor. Bu yıl da XC60 model, hem kendisi hem de yenilenen XC90 ile birlikte İsveç, ABD ve Çin gibi pazarlarda önemini artırdı. Plug-in Hybrid modellerine talep sayesinde şirket, köklü premium otomobil üreticileri arasında şarj edilebilir hibrit satışlarında yüksek paya sahip markalardan biri oldu. Volvo Cars, başarısını daha da ileri taşımak için ürün gamını yeni PHEV modellerle genişletmeye devam ederken, bunlardan biri de yakın zamanda küresel pazara sunulan XC70 modeli oldu. Şirketin ilk uzun menzilli şarj edilebilir hibrit modeli olan XC70, CLTC test döngüsünde 200 kilometrenin üzerinde tamamen elektrikli menzil sunuyor. Şirket içi veriler, Volvo Cars PHEV modellerinin özellikle şehir içi kullanımda çoğunlukla tamamen elektrikli model gibi tercih edildiğini gösteriyor. Analizlere göre Volvo PHEV kullanıcıları, ortalama olarak toplam sürüş sürelerinin yaklaşık yarısını içten yanmalı motoru devreye almadan tamamlıyor. On yılı aşkın süredir şarj edilebilir hibrit teknolojisinde öncü bir üretici olan şirket, V60 station wagon'un dizel PHEV versiyonunu pazara sunarak ilk adımı attı. Küreselde sunduğu tamamen elektrikli altı modelden oluşan ürün gamını tamamlayan şirket, aynı zamanda beş farklı model için de PHEV versiyonlarını sunuyor. Ürün portföyü markaya avantaj sağlarken, dünya genelindeki farklı segmentlerdeki kullanıcılara premium elektrikli mobilite deneyimi yaşatma imkanı sağlıyor. Volvo Cars Ticari Operasyonlar Başkanı (CCO) Erik Severinson, tamamen elektrikli geleceğe kendilerini adadıklarını belirtti. Hedefe kullanıcıların beklentilerini karşılayacak hızda ulaşacaklarını aktaran Severinson şöyle dedi; 'Plug-in Hybrid modellerimiz, henüz tamamen elektrikli sürüşe hazır olmayan kullanıcılarımız için bu geleceğe açılan önemli bir köprü niteliğinde. Segmentte yatırım yapıp varlığımızı genişletirken, Plug-in Hybrid modellerimizi de güncellemeye ve yenilemeye devam edeceğiz. Bu, şarj altyapısının inşası için daha fazla zamana olanak tanıyacak ve tamamen elektrikli bir dünyaya geçişi kolaylaştıracak.'

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.